Deprem kuşağında yer alan ülkelerde, mimarlık eğitimi sadece estetik ve işlevsel tasarım öğeleriyle sınırlı kalamaz. Deprem gerçeğiyle yüzleşen her mimarlık öğrencisi, mesleki bilgi ve becerilerini, güvenli yapı tasarımı konusunda da geliştirmek zorundadır. Mimarlık fakültelerinde verilen stüdyo projeleri ve uygulama dersleri, öğrencilerin depreme dayanıklı yapılar konusundaki farkındalıklarını artırmalı, aynı zamanda teknik ve teorik alt yapıyı pekiştirmelidir. Bu yazı, mimarlık öğrencileri için deprem temalı bir proje hazırlarken dikkat edilmesi gereken tüm aşamaları kapsamlı şekilde rehber formatında sunmaktadır.
Deprem Bilinciyle Tasarım: Nereden Başlamalı?
Mimarlık öğrencilerinin bir deprem projesine başlamadan önce yapması gereken ilk şey, temel sismoloji bilgisine hâkim olmaktır. Bu noktada proje konusunun gerekliliklerine göre aşağıdaki araştırmalar yapılmalıdır:
-
Deprem risk haritalarının incelenmesi: Proje alanı nerede yer alıyor? 1. derece deprem bölgesi mi?
-
Zemin sınıfı ve jeolojik yapı analizi: Zemin cinsi, yapı davranışını doğrudan etkiler.
-
Yönetmelik taraması: Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği (TBDY 2018) ve Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun, proje kapsamında mutlaka referans alınmalıdır.
Bu bilgiler, tasarıma yön verecek veriler olarak sürecin her aşamasında kullanılmalıdır.
Proje Konusu Seçimi: Tipoloji ve İşlev
Depreme dayanıklı mimari proje hazırlarken, öğrencilerin seçtiği yapı tipolojisi (okul, konut, hastane, kültür merkezi vb.) çok önemlidir. Çünkü her yapı türünün hem yapısal hem de kullanıcı profili açısından farklı ihtiyaçları vardır. Örneğin:
-
Okullar ve hastaneler gibi kamu yapılarında tahliye süreleri, kaçış rotaları ve sismik yalıtım sistemleri ön plandadır.
-
Konut projelerinde ise modüler sistem, açık-kapalı alan dengesi ve maliyet-etkin yapım teknikleri daha fazla rol oynar.
Öğrenciler, seçtikleri yapının işlevselliği ile deprem güvenliği gereksinimlerini nasıl buluşturacaklarını analiz etmeli, bu yönde özgün kararlar almalıdır.
Taşıyıcı Sistem ve Mimari Plan Uyumu
Bir deprem projesi sadece plan, kesit ve cepheden ibaret değildir. Taşıyıcı sistem seçimi ve bu sistemin mimari tasarımla entegrasyonu, projenin en kritik unsurudur.
-
Perde duvar sistemleri: Genellikle çekirdek alanlarda yer alır ve yapının rijitliğini artırır.
-
Çerçeve sistemler: Açıklık ihtiyacını karşılarken, esneklik sağlar.
-
Karma sistemler: Her iki yapısal sistemin avantajlarını bir araya getirerek sismik performansı yükseltir.
Öğrenciler, tasarladıkları mekan kurgusunun bu sistemlerle çatışmadığından emin olmalı; taşıyıcı sistemi görmezden gelen plan çözümlerinden kaçınmalıdır.
Plan ve Kütle Kurgusunda Dikkat Edilecekler
Deprem projelerinde bina geometrisi, denge ve rijitlik açısından büyük önem taşır. Aşağıdaki kurallar, bir mimarlık öğrencisinin tasarım sürecine doğrudan yön verir:
-
Simetrik plan tercih edilmelidir: Burulma etkisini azaltır.
-
Yumuşak kat oluşmamalıdır: Özellikle zemin katta ticari birim ya da geniş açıklıklar varsa, mutlaka taşıyıcı takviyeler planlanmalıdır.
-
Asansör ve merdiven çekirdekleri rijit alanlarda toplanmalıdır: Bunlar yapının taşıyıcı dengesine katkı sağlar.
-
Girişler ve çıkışlar tahliyeyi kolaylaştıracak şekilde kurgulanmalıdır.
Kütle kurgusu aşamasında, özellikle bina oturumunun zemine yayılış biçimi, yanal kuvvetleri nasıl taşıyacağı açısından hayati rol oynar.
Malzeme Bilinci ve Sürdürülebilirlik
Depreme dayanıklı projelerde malzeme seçimi sadece estetik değil, performans kriteri olarak da değerlendirilir.
-
Betonarme sistemlerde C30 ve üzeri beton sınıfları tercih edilmelidir.
-
Çelik ve ahşap sistemler ise esnekliği nedeniyle bazı yapı türlerinde öne çıkar.
-
Yapı malzemelerinin sürdürülebilirlik kriterleri de göz önünde bulundurulmalı; bu malzemelerin yeniden kullanımı, karbon ayak izi ve üretim süreçleri araştırılmalıdır.
Öğrenciler, seçtikleri malzemeye göre detay çözümleri üretmeli ve bu çözümleri maket veya çizim üzerinde göstermelidir.
Detay Çizimlerinde Sismik Vurgular
Mimarlık projelerinde kesit ve detay çizimleri, öğrencinin teknik becerisini ortaya koyar. Deprem temalı bir projede bu detaylar şu başlıkları içermelidir:
-
Temel-zemin bağlantı detayı
-
Perde-duvar birleşim noktaları
-
Taşıyıcı sistem ve döşeme bağlantısı
-
Cephe sistemlerinin yapısal bütünlükle uyumu
-
Sismik derz gösterimi
Bu çizimlerde kullanılan notasyonlar ve açıklamalar, jüri değerlendirmesinde öğrenciye önemli puan kazandırır.
Maket ve 3D Sunum Teknikleri
Deprem projelerinde maket çalışması sadece formu değil, yapısal sistemi de gösterecek şekilde planlanmalıdır. Bu amaçla:
-
Modüler yapı maketleri, taşıyıcı sistemin nasıl çalıştığını gösteren şeffaf katmanlarla üretilebilir.
-
Kat planı kesit maketleri, kaçış yolları ve çekirdek alanlarını görünür kılar.
-
Dijital 3D sunumlar, deprem senaryosu canlandırmalarıyla desteklenebilir.
Jürilere yönelik sunumlarda, bu tür uygulamalar projenin inandırıcılığını artırır.
Deprem Senaryosu ve Tahliye Planları
Her deprem projesi, bir afet senaryosu ile test edilmelidir. Mimarlık öğrencisi şu sorulara yanıt aramalıdır:
-
Deprem anında bina içindeki bireyler nasıl davranacak?
-
Binadan ne kadar sürede çıkılabilir?
-
Tahliye yolları yeterince kısa ve engelsiz mi?
-
Binadan çıktıktan sonra bireylerin toplanacağı güvenli alan neresi?
Bu sorular ışığında hazırlanacak tahliye krokisi ve yönlendirme şemaları, projenin tamamlayıcı parçasıdır.
Sunum Panosu İçeriği
Mimarlık jürilerine sunulacak bir deprem projesi panosu şu ögeleri içermelidir:
-
Kat planları (1/200 veya 1/100 ölçek)
-
Kesit ve görünüşler
-
Yapısal sistem diyagramları
-
Malzeme paftası
-
Deprem performansı anlatımı
-
Sismik risk haritası
-
Yapı ve zemin ilişkisini anlatan diyagram
-
Sismik dayanım önlemleri listesi
Bu unsurlar net, anlaşılır ve grafiksel olarak etkili bir biçimde sunulmalıdır.
Sonuç
Deprem temalı mimarlık projeleri, öğrencilerin sadece tasarım estetiğiyle değil, aynı zamanda yapısal güvenlik ve insan hayatını doğrudan etkileyen unsurlarla da ilgilenmesini gerektirir. Bu tür projeler, mimarlık öğrencilerinin disiplinler arası düşünmesini, mühendislik verileriyle tasarımı birleştirmesini ve afet senaryolarını mimari kurguya dahil etmesini sağlar. Ayrıca, geleceğin mimarlarını daha sorumlu, bilinçli ve dayanıklı şehirler yaratmak konusunda hazırlıklı hale getirir. Mimarlık eğitiminde deprem projeleri, yalnızca bir ödev değil, etik ve teknik bir sorumluluğun da ifadesidir. Bu bilinçle hazırlanan projeler, hem akademik başarı hem de mesleki olgunluk açısından değer taşır.