Deprem, çoğu zaman yalnızca bina ölçeğinde ele alınan bir risk gibi görünse de şehrin açık alan sistemi, mavi–yeşil altyapısı, mikro-topografyası, yaya dolaşımı ve kıyı/ıslak alan ilişkileri üzerinden doğrudan peyzaj mimarisinin konusudur. Çünkü deprem yalnız “yatay itki” değildir; sıvılaşma, kayma, oturma, şev göçmesi, yangın, iç su baskını, altyapı kopmaları ve kitle hareketleri gibi ikincil etkileri de tetikler. Bu etkilerin önemli bir bölümü, doğru kurgulanmış bir peyzaj sistemiyle sınırlandırılabilir hatta işlevsel fırsata dönüştürülebilir: Toplanma alanları ve yeşil koridorlar tahliyeyi güvenli ve anlaşılır kılar; geçirgen zeminler ve yağmur bahçeleri iç su baskınını azaltır; kök–temel ilişkisi ve zemin iyileştirme kararları sıvılaşma riskini düşürür; modüler kent mobilyası ve ankraj rejimleri düşme–devrilme riskini en aza indirir; park sığınakları ve mikro-şebekeler (microgrid) afet anında enerji–su–bilgi düğümlerine dönüşür.

1) Sismik Tehlikenin Peyzaj Dilindeki Karşılıkları: Riskin Haritalanması
Deprem tehlikesi, peyzajda üç ana katmanda okunur: (i) Zemin davranışı (sıvılaşma, kayma, oturma), (ii) Açık alan işlevi (tahliye, toplanma, geçici barınma, lojistik), (iii) Altyapı sürekliliği (su, enerji, iletişim). İlk adım, bu katmanları mekânsal bir risk atlasına çevirmektir. Zemin sınıfları, yeraltı su seviyeleri, eski dere yatakları, dolgu alanları ve şev açıları üst üste bindirilir; mevcut park–meydan–okul avlusu ağıyla kesişimleri okunur. Böylece hangi alanın toplanma, hangisinin lojistik dağıtım, hangisinin geçici barınma için uygun olduğuna dair tasarım ön-kanıtları elde edilir.
Senaryo: Dolgu zeminli bir sahil ilçesinde, kıyıya yakın parklar “gece toplamaya uygun değil” etiketi alır; iç kottaki okul avluları ve geniş çayırlıklar birincil toplanma alanı, kıyı parkları ise gündüz geçiş koridoru olarak planlanır.
2) Jeoteknik Eşgüdüm: Zemin–Peyzaj Diyaloğunun Kuralları
Peyzaj projesi, jeoteknik rapor olmadan başlamamalıdır. Çünkü bir ağaç türünden bir oturma terasına, bir yaya köprüsünden bir yağmur bahçesine kadar tüm kararlar zemin davranışına basar. Yüksek yeraltı suyu ve gevşek kumlu dolgularda ağır sert peyzaj kaçınılır; bunun yerine hafif toprak işler, biyoloji odaklı (bio-engineering) çözümler, geogrid/geotekstil takviyeli dolgular ve düzenli drenaj tercih edilir. Sert eleman gerekiyorsa, ayrışmış temeller, hareket derzleri ve kaydırmalı bağlantılar kuraldır.
Uygulama: Şev üstünde seyir terası isteniyor. Beton teras yerine çelik–ahşap modüler platform seçilir; ayaklar mini kazıklara oturur, bağlantılar deplasman toleranslı mafsallarla çözülür.
3) Sıvılaşma ve Yeraltı Suyu Yönetimi: Geçirgenlik ve Hafiflik
Sıvılaşma riski olan zeminlerde ağır dolgular ve monolitik döşemeler depremde oturma ve çatlama üretir. Çözüm: geçirgen kaplamalar (çim taş, açık derzli taşıt yolu, permeabl beton), yağmur bahçeleri, sızdırma hendekleri (infiltrasyon) ve hafif hücresel dolgular (ör. geri dönüştürülmüş cam köpüğü). Bu elemanlar yalnızca suyu yönetmez; aynı zamanda zemin üzerinde atıl kütleyi azaltır.
Senaryo: Park içi servis yolunda permeabl beton + drenaj alt katmanı; yağış depremden sonra olası altyapı arızalarında iç su baskınını hafifletir, yolun servis kabiliyeti sürer.
4) Şev Stabilizasyonu ve Kademelendirme: Kaymayı Tasarımla Yavaşlatmak
Kayma potansiyeli olan yamaçlarda kademelendirilmiş teraslar, yağmur suyu kesme hendekleri, çalı–ağaç kök donatıları, geotekstil yüzey tutucu sistemler ve düşük ağırlıklı duvarlar (gabion, kuru taş) bir arada çalışır. Amaç, suyu yamaç başında kesmek, zemine kontrollü sızdırmak ve kütlesel hareketin enerjisini yaymaktır.
Örnek olay: Kent mezarlığı arkasında kayma riski. Beton konsol istinat yerine, kademeli gabion duvar + geogridtasarlanır; üstte yer örtücü–çalı karışımı ile kök donatısı artırılır.
5) Toplanma Alanlarının Peyzaj Kriterleri: Mikroklima, Erişilebilirlik, Hijyen
Toplanma alanı yalnız “boş çim” değildir. Gölgeleme (dayanıklı yerel ağaçlar + modüler kanopiler), erişilebilir rota(engelsiz eğimler, kaymaz yüzeyler), gece kullanımı (düşük parıltılı aydınlatma), hijyen altyapısı (mobil tuvalet–su bağlantı noktaları), yangın–gaz hattı uzaklığı ve Psikososyal ihtiyaç (sessiz–hassas bölge) gibi kriterler tasarımı belirler. Alanda kalıcı ankraj noktaları görünmez biçimde gömülerek çadır/kanopi sistemlerine hazır bekletilir.
Senaryo: Üçgen toplanma sistemi: iki okul avlusu + bir park birbirini gören mesafede planlanır; aralarında yaya öncelikli güvenli akslar ve yer çizgileri vardır.
6) Tahliye Yeşil Koridorları: Yönlendiren, Koruyan, Soğutan Hatlar
Park–meydan–okul ağını birleştiren yeşil koridorlar, deprem anında yaya tahliyesi için birer emniyetli şerite dönüşür. Normal zamanda gölgelik ve ekolojik geçirgenlik sağlayan bu koridorlar; acilde sabit yönlendirme ikonları, fosforlu yer şeritleri, ara toplanma cepleri ve kritik kavşaklarda gönüllü noktaları ile çalışır.
Uygulama: Bulvar refüjündeki ağaç dizileri arasına yerleştirilen düşük enerjili yön okları gece de görünür; koridor boyunca içme suyu hidrant başlıkları işaretlenir.
7) Zemin Kaplamaları ve Derz Stratejileri: Kırılmadan Çalışan Yüzey
Depreme uygun zeminde hedef, kontrollü deformasyondur. Geniş alanlı monolitik taş döşemeler yerine modüler ve derzli sistemler (küçük ebat taş, kil parke, çim taş, kauçuk karışımlı yüzeyler) tercih edilir. Derzler kusur değil, performans eklemidir. Bordür–döşeme ilişkisi, köşe dönüşleri ve rampa bitişleri kırılma yerine kayma üretecek biçimde kurgulanır.
Senaryo: Meydanın ortasında sert granit plaka yerine küçük ebatlı andezit küp; depremde yer değiştiren plakalar takılmaz, yüzey kullanılabilir kalır.
8) Kent Mobilyası, Heykel ve Donatı: Ankraj, Ağırlık Merkezi, İkincil Emniyet
Bank, çöp kutusu, aydınlatma direği, bilgilendirme panosu, sanat heykeli… Hepsi potansiyel düşme/devrilme kaynağıdır. Tasarım ilkeleri: alçak ağırlık merkezi, pozitif kilitlemeli ankraj, ikincil emniyet (gizli halat/klips), kırılgan camdan kaçınma ve keskin köşeleri yumuşatma. Büyük panolar kalın taban blokları ile değil, zemine gömülü ankraj + emniyet pimi ile tutulur.
Örnek olay: Park giriş anıtı; tabanında yalnız kütle beton yerine dört nokta ankraj + ikincil kilitleme; yan yüzeyler kırılmayan kompozit kaplama.
9) Mavi–Yeşil Altyapı: Su Baskınını Azaltan, Yangınla Mücadeleye Yardım Eden Sistem
Deprem sonrası iç su baskını ve yangın riski artar. Peyzajda yağmur bahçeleri, geciktirme havuzları, geçirgen yüzeyler, dere–kuru dere ve sarnıçlar; suyu toplar, geciktirir, yönlendirir. Aynı rezervler, yangın suyu ihtiyacı için de acil kaynak işlevi görür. Hatlar arası esnek manşon ve yüzey taşkın rotaları ile su, yapılardan uzak tutulur.
Senaryo: Merkez parkta iki gölet normalde peyzaj öğesi; afet anında yangın su rezervi ve mobil duş–tuvalet besleme kaynağına dönüşür.
10) Ağaç Tür Seçimi ve Kök Yönetimi: Devrilmeyen, Kırılmayan Taçlar
Ağaçlar gölgelik ve mikroklima sağlar; yanlış tür ve yanlış kök yönetimi ise deprem sonrası devrilme ve kök–temelçatışması doğurur. Derin kök yapan, rüzgâra dayanıklı türler; sığ köklü, kırılgan türlere göre tercih edilir. Bina–temel–altyapı yakınında kök bariyeri ve yönlendirici elemanlar kullanılır; düzenli budama ile tacın ağırlık merkezi düşürülür.
Uygulama: Okul avlusunda platanus yerine daha tok ve kırılgan olmayan yerel türler; kök yönlendirici bariyer ile temel–kök çatışması önlenir.
11) Yaya Köprüleri, İskele ve Rıhtım Üstü: Hareket Payı ve Düşme Önleyiciler
Suyun üzerindeki ve kıyıdaki peyzaj elemanları, depremde farklı deplasman yaşar. Yaya köprülerinde hareketli mesnet, geniş genleşme derzleri ve düşme önleyici tuzak blokları bulunmalıdır. İskele–rıhtım birleşimlerinde esnek bağlantı ve kaydırmalı geçiş kaplamaları kuraldır.
Senaryo: Nehir üzeri yaya köprüsünde çift plakalı derz kapakları; depremde köprü tabliyesi hareket etse dahi kullanıcı takılmadan geçer.
12) Aydınlatma ve Wayfinding: Panikte Sakin Bir Dil
Deprem anında görsel sakinlik ve okunaklı yön altın değerdedir. Aydınlatma; enerji kesintisinde düşük güçlü yedekkaynaktan beslenir, parıltı ve kamaşma yaratmaz. Yönlendirmede metin + ikon birlikteliği, kontrast, fosforlu yer şeritleri ve her kentsel öğede aynı dil tercih edilir. Dijital totemler ağır ve kırılgansa, yanında statik reflektif yedek panolar bulunur.
Örnek olay: Aktarma merkezinde LED panolar düşse bile yerdeki fosforlu oklar ve sabit panolar tahliyeyi yönetir.
13) Park Sığınakları ve Mikro-Şebekeler: Enerji–Su–Bilgi Düğümleri
Büyük parklarda güneş kanopileri, batarya depolama, sarnıç ve mobil cihaz şarj istasyonları; afet anında parkı enerji–su–bilgi düğümüne dönüştürür. Bu yapılar hafif, modüler, kaydırmalı bağlantılı ve düşük bakım gerektiren nitelikte olmalıdır. Normal zamanda piknik gölgelik olan bir kabuk, kriz anında komuta–bilgi noktasına dönüşebilir.
Senaryo: İlçe parkında mikro-şebeke; aydınlatmayı, kioskları ve acil Wi-Fi’yi 72 saat besleyecek yedekleme kapasitesine sahiptir.
14) Kıyı ve Tsunami Senaryosu: Yüksek Kot Adacıklar ve Geri Çekilme
Tsunami riski olan kıyılarda peyzaj, geri çekilme stratejisi ile okunur. Kıyıda hızlı tahliye aksları, yüksek kot adacıkları (yapay topoğrafya), kırılabilir–hafif kıyı yapıları ve dalgayı kıran doğal şeritler tasarlanır. Kıyı parkları “kalıcı kamp” yerine geçiş ve yönlendirme işlevi görür.
Uygulama: Kıyı parkında 3–5 m kot farkı veren yeşil tepecikler; gece yönlendirmeli merdivenler ve rampalarla iç bölgeye kesintisiz bağlanır.
15) Afet Lojistiği ve Depolama: Parkların Görünmez Stok Kapasitesi
Park–meydanlar, mobil depo ve dağıtım adalarına dönüşebilir. Tedarik kamyonları için servis girişi, sert zemin adaları, forklift manevrası için yarıçap ve vatandaş akışı için tek yön–çift çıkış kurgusu tasarıma işlenir. Depo konteynerlerinin gölge ve yağmur korunakları normal zamanda spor–pazar fonksiyonu görebilir.
Senaryo: Semt pazarı alanı, afet planında erzak dağıtım adası olarak tanımlanır; sabit ankrajlara konteyner kilitlenir, çevrede bekleme cepleri–sıra bölgelendirmesi vardır.
16) Eğitim ve Tatbikat: Peyzajın Pedagojik Yüzü
Toplanma haritaları, yön okları ve bilgi kioskları yalnız kriz için değil gündelik eğitim için de vardır. Park–okul–kültür merkezi üçgeninde oyunlaştırılmış yürüyüş rotalarıyla deprem senaryosu deneyimlenir; çocuklar için “güvenli üçgen”, yaşlılar için “kısa rota” işaretlenir.
Uygulama: Parktaki koşu rotasının belli noktaları “tatbikat düğümü”dür; QR kod ile kullanıcı en yakın toplanma alanını off-line görebilir.
17) Peyzaj Şantiyesi ve Detay Kalitesi: Performans Sahada Kazanılır
Derz aralıkları, ankraj tork değerleri, aydınlatma direği temelleri, heykel ikincil emniyetleri, permeabl katman kalınlıkları… Hepsi kontrol listesi ile doğrulanmadıkça teslim edilmez. Sert–yumuşak peyzajın birleşim detaylarında hareket derzi şarttır; rögar kapakları ve menhol çevresi çökme önleyici halkalarla güçlendirilir.
Örnek olay: Meydan kabulünde derz kapaklarının ±X cm deplasmanda takılmadan çalıştığı video delili dosyaya eklenir; aydınlatma direkleri için çekme testi raporu istenir.
18) Bakım–İzleme: Dayanıklılık Bir Kültürdür
Ağaç budaması, kök bariyeri kontrolü, geçirgen yüzeylerin vakuum süpürme ile por temizliği, yağmur bahçesi bitki yenilemeleri, ankraj cıvata tork kontrolleri, gölet–sarnıç su kalitesi… Peyzajın dayanıklılığı bakım protokolü ile sürer. Tatbikat takvimi, kiosk güncellemeleri ve yönlendirme yenilemeleri, planın canlı kalmasını sağlar.
Senaryo: Belediyenin “Peyzaj Dayanıklılık Karnesi” yılda bir yayımlanır; toplanma alanı gölgeleme oranı, aydınlatma çalışırlığı, geçiş akslarının açıklığı gibi göstergeler raporlanır.
19) Kırsal ve Tarımsal Peyzajda Depreme Uyum: Sulama, Depo, Yol
Kırsal alanda deprem, sulama kanalı–gölet–ambar–kırsal yol ağını etkiler. Toprak setli göletlerde sızıntı ve kayma riski, tarla yollarında köprü–menfez kırıkları görülebilir. Buralarda şev kademelendirme, taş dolgu menfezler, esnek boru geçişleri ve yerel taş–ahşap ile hafif onarım çözümleri öne çıkar.
Uygulama: Zeytinlik yolunda menfez, rijit beton kutu yerine kuru taş kemer + iç astar ile yenilenir; depremde çatlak yerine oturma toleransı üretilir.
20) Mimari–Peyzaj–Altyapı Eşgüdümü: Aynı Paftada Buluşmak
Depreme uygun peyzaj, tek başına çözüm üretmez; bina ve altyapı ile aynı masaya oturur. Cephe derzleri ile meydan derzleri, çekirdek tahliye çıkışı ile park toplanma alanı, yalıtım katı deplasmanı ile zemin kaplama derzi aynı paftadabuluştuğunda, kentin performansı kesintisiz hale gelir.
Senaryo: AVM–gar–park kompleksinde bina çıkış kapıları doğrudan gölgelikli toplanma çayırına açılır; zemindeki yönlendirme çizgileri bina içindekilerle aynı dildir.
Sonuç
Depreme uygun peyzaj mimarisi, “bina dışı” bir lüks değil; kentin yaşam sigortasıdır. Bu yazıda ortaya koyduğumuz çerçeve; zemin–jeoteknik uyumundan sıvılaşma ve drenaja, şev stabilizasyonundan geçirgen kaplamalara, toplanma alanı ve yeşil koridor ağından kent mobilyası ankrajına, kıyı–tsunami senaryolarından park sığınakları ve mikro-şebekelere, aydınlatma–yönlendirme dilinden bakım–izlemeye kadar bütüncül bir yaklaşım öneriyor. Bu yaklaşımın asıl gücü, yalnız afet anında değil her gün yaşam kalitesini artırmasında saklı: gölge veren ağaç, suyu yöneten toprak, takılmadan çalışan derz, devrilmeyen pano, okunur bir yön oku, gece bile sakin bir ışık…
Kentin dayanıklılığı, görünmez detaylarla inşa edilir. Bir gabion duvarın kademesi, bir kök bariyerinin yerinde duruşu, bir yağmur bahçesinin taşkın anında sessizce çalışması, bir heykelin arkasındaki ikincil emniyet, bir derz kapağının takılmadan açılıp kapanması… Bunlar kağıtta küçük, hayatta çok büyük farklardır. Peyzaj mimarlığı bu farkları üretirken yalnız mühendislik zekâsına değil, etik bir sorumluluğa da yaslanır: insanı, doğayı ve kenti birlikte korumak. Doğru tür, doğru topografya, doğru su rejimi, doğru ankraj ve doğru yönlendirme bir araya geldiğinde, deprem kentin tümü için yönetilebilir bir riske dönüşür. Böyle bir kentte parklar yalnız dinlenme yeri değildir; güvenin mekânıdır. Ve güvenin peyzajı, en az estetiği kadar ikna edicidir.
